4 Mart 2012

BU ŞEHRİ SİTANBUL Kİ Bİ MİSLÜ BEHADIR

BU ŞEHRİ SİTANBUL Kİ Bİ MİSLÜ BEHADIR

Kaside Der Vasf-ı İstanbul ve
Sitayiş-i Sadrazam İbrahim Paşa


Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır,
Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır.

Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında,
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır.

Bir kân-ı niamdır ki anın gevheri ikbâl,
Bir bağ-ı iremdir ki gülü izz ü alâdır.

Altında mı üstünde midir cennet-i a’lâ,
El-hak bu ne halet, bu ne hoş âb u hevâdır

Her bağçesi bir çemenistân-ı letâfet,
Her kûşesi bir meclis-i pür-feyz ü safâdır.

İnsaf değildir ânı dünyaya değişmek,
Gülzarların cennete teşbih hatadır.

Herkes irişür anda muradına ânınçün,
Dergahları melce-i erbab-ı recâdır.

Kala-yı meârif satılır sûklarında,
Bazâr-ı hüner ma’den-i ilm ü ulemâdır.

Camilerinin her biri bir kûh-i tecellî,
Ebrû-yi melek andaki mihrâb-ı duâdır.

Mescidlerinin her biri bir lücce-i envâr,
Kandilleri meh gibi lebrîz-i ziyâdır.

Ser-çeşmeleri olmada insana revân-bahş,
Germ-âbeleri câna safâ, cisme şifâdır.

Hep halkının etvarı pesendîde-i makbul,
Derler ki biraz dilleri bî-mihr ü vefâdır.

Şimdi yapılan âlem-i nev-resm ü safânın
Evsafı hele başka kitâb olsa sezâdır.

Nâmı gibi olmuşdur o hem sa’d hem âbâd,
İstanbul’a sermâye-i fahr olsa revâdır.

Kûh-sarları, bağları, kasrları hep
Güya ki bütün şevk ü tarab, zevk u safâdır.

İstanbul’un evsafını mümkün mi beyân hiç,
Maksûd heman sadr-ı kerem-kâra senâdır...


Nedim


EmoticonEmoticon